Kaçak Hafriyat Dökümüne Tepki

Bodrum’da yaz aylarında yangının çıktığı mahallelerde çevreye kaçak hafriyat ve moloz dökülmesine vatandaşlar tepki gösterdi. Bodrum Belediyesi de konu ile ilgili suç duyurusunda bulunacaklarını açıklamıştı.

Kaçak Hafriyat Dökümüne Tepki

Bodrum’da yaz aylarında yangından etkilenen Dereköy ve Yaka mahallelerinde inşaat firmaları hafriyat ve molozları gelişigüzel doğaya döktü. Bazı bölgelerde dere yataklarına da hafriyat döküldüğü görüldü. 

İhbar üzerine birim amirleri ile bölgeye giden Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, yaptığı incelemenin ardından moloz ve inşaat artıklarını döken firmaların belirlenip en üst seviyeden ceza kesileceğini belirtip, suç duyusunda bulunacaklarını dile getirmişti. 

Bugün de çok sayıda Bodrumlu “Başka Bir Bodrum Yok”, “Muğla Cennet Kalsın”, “Yaşam Alanlarımız Müştereklerimizdir” yazılı pankartlarla Dereköy Kavakderesi mevkisine giderek gelişigüzel hafriyat ve moloz dökümüne tepki gösterdi. 

 

Muğla Çevre Platformu Bodrum Meclisi, Bodrum Kent Konseyi, Türk Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği (TMMOB), Gümüşlük Forumu, Bodrum Yarımadası Kültür ve Çevresini Koruma Derneği, Bodrum Savunması, 2017 Bodrum Yurttaş İnisiyatifi ve Kavakderesi Halkı adına basın açıklamasını okuyan Umay Karabaş, şunları dile getirdi:

“Anadolu’nun da paylaştığı inanca göre ikinci cemrenin ve suya düştüğü, doğanın yeniden uyandığı günlerdeyiz. Şu an bulunduğumuz Kavakderesi vadisi aslında tam da bu uyanışa bizzat şahit olup kutlama yapabileceğimiz Bodrum’un en nadir doğal, su tutma havzası. Sizleri bir cümbüş, bir kutlama için davet etmiş olmayı çok isterdik. Fakat burası da, Bodrum’un tüm bozulmamış doğal ve tarihi alanları gibi, yok etmeye adeta ant içmiş, gözü maddi kazançtan başka her şeye kapalı inşaat furyasının baskısı ve tehdidi altında. 

Aylardır bu mevkide kaçak inşaat, moloz/hafriyat dökümü, mıcır depolama, bitki örtüsünü kaldırıp zemini tıraşlama gibi plansız, usulsüz, izinsiz işler yapılıyor. Gerek buranın halkı gerekse bizler defalarca yazılı ve sözlü şikâyette bulunduk, birebir görüşmeler yaptık. Yerel yönetimin ilgili birimleri daha yeni biraz harekete geçti. Buna şükür mü demeliyiz?  Şu an bulunduğumuz alan 1/100 000 ve 1/25 000’lik üst ölçekli planlarda doğal ve ekolojik yapısı korunacak alan, makilik, fundalık, çalılık alan, orman alanı ve tarım alanı olarak geçiyor. Dolayısıyla her ne yapılıyorsa şehrin planlarına aykırı olarak yapılıyor. Burasının acilen bu planlara da dayanarak koruma altına alınması gerekmekte.”

Kavakderesi’nin çok zengin bir ekolojik yapısı olduğunu, çok sayıda endemik bitki ve hayvan türüne evsahipliği yaptığını dile getiren Karabaş, “Yamaçlarda, yağış rejimine uygun teraslarla, kendi doğal dengesiyle uyumlu tarım yapılmış burada. Kimi teraslar bugün dahi seçilebiliyor. Bu neden devam etmesin? Burası Bodrum’da agroekoloji kültürünün sürebileceği en verimli alanlardan biri. Kavakderesi’nin suyu kılcal damarlarla İslamhaneleri ve Turgutreis’in bahçelerini de besliyor. 

Öte yandan, Roma ve Leleg dönemlerinden kimileri tescil edilmiş arkeolojik kalıntılar var. Yanısıra Osmanlı döneminden de su kenarı yapılarının izleri biliniyor. Leleg’den Osmanlı’ya, 3500 yıl öncesinden günümüze kadar, burası çok zengin kültürel ve tarihi mirası da taşıyor. Böylesi bir zenginliği betona, beton artıklarına teslim mi edelim?

Bu açıklama çerçevesinde birkaç örnek vermekle yetindiğimiz doğal zenginlik ve ekolojik denge, aynen planlarda işaret ettiği gibi korunmak zorunda. Bodrum’da bir tane daha Kavakderesi yok; olması, yapılması da mümkün değil. Jeolojik yapısının da kaya ve toprak türü açısından hayli önemli olduğunu düşünürsek, 10 milyon yıllık bir zamandan bahsediyoruz. Başka bir Bodrum olmadığı gibi Bodrum’da başka bir Kavakderesi de mümkün değil ve burayı kaybedersek hepimizin, tüm yarımadanın yaşamı, varlığı açısından nasıl sonuçları olabileceğini kestirmek çok güç.

Dolayısıyla soruyoruz: Yeni yeni siteler, turistik tesisler mi? Kavakderesi mi? Moloz yığını, mıcır deposu mu? Kavakderesi mi? Asfaltlanmış yeni yeni yollar, tıraşlanmış yamaçlar, GES’ler mi? Bodrum’un kalbinde sağlıklı, ilaçsız tarım mı? Daha da susuzluğa teslim edilen bir Bodrum mu? Son özgür akan deresini ve havzayı korumak için kolları sıvamış bir Bodrum mu?” ifadelerini kullandı.