Olmaya Devlet Cihanda Bir Nefes Sıhhat Gibi!

Olmaya Devlet Cihanda Bir Nefes Sıhhat Gibi!

Tıp pratiğinde üç etken vardır. Hastalık, hasta ve hekim. Hekim sanatın hizmetindedir, hasta hekime hastalıkla mücadelesinde yardımcı olmalıdır. – Hipokrates
Nereden, nasıl başlamalı bilemiyor insan!
Gecesi gündüzüne karışan, uykusuz ve yorgun canla, başla çalışan, kendinden ödün verip, evine gidemeyen, çocuklarına sarılamayan, meskeni hastane olan ve %100 risk altında kalan;
Kıymetli hekimlerimiz ve sağlık birimi çalışanlarımız!
Sizlerden çok çok özür dileriz!
Neden mi?
Yeterince bencil davrandığımız için, bedenlerimize iyi bakmadığımız, söz dinlemediğimiz, rehberliğinizi göz ardı ettiğimiz için.
Her meslek grubunda iyisi kötüsü diye ayırım yaparız. Tıpkı komşumuzda yaptığımız gibi. Adettendir.
Hepimiz sosyal medyadan takip ediyoruz sağlık birimi çalışanlarını.
Maskelerden kalan şişlik ve çizikleri, gözlerdeki puslu bakışları…
Hani o darp ettiğimiz, küfürler savurup hastaneleri inlettiğimiz hatta öldürdüğümüz doktorlar, hemşireler, ambulans görevlileri, yemekhanesinden, temizlik sorumlusu insanlara kadar hepsi alarm durumundalar! 
Onların da aileleri, çocukları, sorumlu oldukları var.
Tek istedikleri ne!
Sağlıklı olmamız ve yaşamda kalmamız.
Biz ne yapıyoruz!
Tüm uyarıları kulak arkası edip, nefsimize yenik düşüp, fellik fellik ortalıkta gezmeye devam ediyoruz!
Sonra nefessiz kalınca YETİŞ DOKTOR! Diyoruz.
Öncelikli olan hastasının yerini, bencil olan alıyor!
Burada da GASP ediyoruz!
Kabul edelim, alıştık bu düzene.
Har vurup harman savurmaya, fütursuzca davranmaya, tüketmeye.
İşte şimdi dünyada herkes eşitlendi!
Zengini, fakiri, güzeli, çirkini, toku, açı hepimiz ölüme eşit, bir o kadar yakınız.
Hadi paran seni kurtarıyor mu yahut botoksun çirkinliğinin önüne set koyabiliyor mu?
Ne oldu? 
Düzen değişti, değişiyor
Değişmeyen tek şey, bir sağlıkçının yaşam kurtarma mücadelesi ve onuru!
Biz, birlik olmayı ülkece öğrenmedikten sonra, bize verilen aklı kullanmayıp, sorgulamamaya devam edip, başımızı kuma gömdükçe;
Cehalet bizi virüsten evvel bitirecek!
Tıbbın ne kadar ehemmiyet istediği gün gibi aşikâr.
Saygı duymalı ve bireysel olarak üzerimize ne düşüyorsa yapma vakti geldi.
Marketlerden, arkamızdan geleni düşünmeyip sepetlere doldurduğumuz ürünleri, geri bırakma zamanı.
Kapının önüne çıktığında, komşuna ihtiyacını sorma vakti.
İhtiyaçlarımıza göre yaşamayı, çevreye, doğaya, hayvana, birbirimize duyarlı bir şekilde dokunmayı öğrenmeliyiz.
Bugün bir niyette bulunacak olsaydın hem kendin hem tüm dünya için, ne olurdu bu?
Cevabı verdikten sonra, mümkünse o niyete uygun davran ve yaşamaya çalış.
Bu tehlike geçince kaldığın yerden devam etme…
Evet, Allah büyük, evet duanın gücü var, evet, Ya Şafi esmasının büyüsü yüksek!
Ama unutma sana bahşedilen bir de akıl var!
Sen tedbirini al, sorgulamanı yap, eylemde bulunun, söz dinle, kılavuzu takip ederken dikkatli ol, dini, devlet işlerinden ayır.
Sonucu gözlemle.
İşte bu kadar basit!
Hastanelerde yatan ve yaşam kurtarmak için seferber olan tüm çalışanlara, değerli hekimlerimize kolaylıklar diliyorum.
Bu da geçecek YA HU!
CORONASIZ GÜNLERDE BULUŞMAK DİLEĞİYLE

SEVGİYLE KALIN!